Stres, Depresyon ve Hayatta İniş Çıkışlar

Lise yılları.. Her şeyden uzaklaşmak ve ortamı terk etmek isteği.Odaya kapanıp kimseyi görmek istememek yada alıp başını uzaklara gitmek, tanıdık hiç kimsenin olmadığı bilmediğimiz uzaklara…

O melonkoli, stresli dönemler geride kaldı fakat ruhunda, her şeyden bunaldığın anlar da geride kaldı mı? Hala alıp başını gitmek, her şeyden uzaklaşmak isteği zihnini kurcalıyor mu? İçinde tarif edemediğin bir sıkıntı var mı? Eskiler bu durumlarda “maneviyat eksikliği” derlerdi. Olabilir, ona da dikkat etmek gerekir, Yaşar Nuri Hocam yada Zekeriya Hocam dan daha fazla yarar sağlarsınız sanırım :-)
Para! Kpss! Cinsellik! İş! Statü! Sosyal çevre ve sosyal onay! Karşı cins! Çocuklar! Sağlık! Trafik! Gürültü! Fiziksel görünüm! Ölüm! Yaşlanma!….
Say Allah say!!! ne kadar çok stres kaynağı var..
Hiç şöyle bir hayaliniz oldu mu? “keşke her şey güzel olsaydı, dertler sıkıntılar olmasaydı, güllük gülistanlık… Hayat bayram olsa da insanlar el ele dolaşsa gibisinden…” Güzel olur muydu? Çoğumuzun hayaline bile ot tıkalı, geççç bunları hoca!!, fantastik, uçuk.. gibisinden hayalini bile reddedenleriniz vardır muhtemelen. Şundan dolayı söylüyorum, bazı sınıflarda veya konferans salonlarında gevşeme tekniklerinde kullandığımız bir kalıpta ” arkanıza yaslanın- gözlerinizi kapatın-kendinizi …………(güzel- rahatlatıcı) bir yerde hayal edin” derken bazıları kesinlikle reddederler. Herkes yaslanıp gevşerken onlar “gilik yutmuş alaabış” gibi etrafa bakınırlar…
Evet hepimiz biliyoruz böylesine bir yaşamın olmadığına..Refah içinde, huzurlu, müreffeh bir hayat..Türk filmlerindeki köşk manzaraları gibi. Hem çoğumuzda şöyle saçma sapan bir saplantıya da sahibiz!! ” zengin olup mutsuz olacağıma, fakir olup huzurlu ve gururlu olayım” Dirseğimle gülüyorum bu duruma…Yok böyle bir şey…Züğürt tesellisi…
Hep mi sıkıntı var hayatta? Evet var!! Her yaşın, her dönemin, her ortamın kendine has sıkıntıları var? Ne zaman biter? Bitmez, biterse ömür biter, oradan sonrasında sıkıntı var mı? Onu da az çok tahmin edersiniz :-) Aslolan sıkıntıların bitmesi değil de sıkıntılarla baş edebilecek yeti- güç- beceri kazanabilmek.. Daha az sıkıntılara yol açacak doğru seçimler yapabilmek…

Orhan babayı anmadan geçmeyelim burada..
“Dertler benim çile benim
Hayat senin senin olsun

Ben daha ne çile dertlere yolcuyum
Ben alnına dert yazılan kader mahkumuyum
Fark etmez yaşamak sen mesut ol yeter
Dertler bana gönül vermiş
Ben aşk sarhoşuyum ”

Hayat çile dolu ama güzelliklerle de dolu, biz güzellikleri çoğu zaman pas geçiyoruz, anları yaşamıyoruz,etrafımızda oookadaaaar fazla stresörler yaratmışız ki kendimize, neredeyse aldığımız nefes bile sıkar olmuş bizi. Oysa yaşam, bu kadar uzun değil, bu şekilde hunharca heba edilmek için..Çok sevdiğim ve yıllardır odamın duvarında kendine yer bulan bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum burada, orjinali ve çevirisini..
Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo (24 August 1899 – 14 June 1986) Arjantinli şairin meşhur Instants, Moments adlı şiiri…

Eğer yeniden hayata başlayabilseydim,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
İlkinde olmadığım kadar neşeli olurdum,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik asla sorun bile olmazdı.
Daha fazla risk alırdım hayatta.
Daha fazla Seyahat ederdim,.
Daha çok güneş doğuşunu izler,
Daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehirde yüzerdim.
Daha çok görmediğim yere giderdim.
Daha az bezelye ve doyasıya dondurma yerdim,
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Elbette mutlu anlarım oldu ama
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem.
Hayat budur zaten:
Anlar, sadece anlar.
Siz de anı yaşayın.
Her yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardandım ben.
Eğer hayata yeniden başlayabilseydim,
Yanımda hiç bir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atar.
Ve sonbahar bitene kadar çıplak ayaklarla yürürdüm.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı, eğer.
Ama işte 85’indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum…
Çeviri: Can Akın

Orjinali..

INSTANTS

If I could live again my life,
In the next – I’ll try,
– to make more mistakes,
I won’t try to be so perfect,
I’ll be more relaxed,
I’ll be more full – than I am now,
In fact, I’ll take fewer things seriously,
I’ll be less hygenic,
I’ll take more risks,
I’ll take more trips,
I’ll watch more sunsets,
I’ll climb more mountains,
I’ll swim more rivers,
I’ll go to more places – I’ve never been,
I’ll eat more ice creams and less (lime) beans,
I’ll have more real problems – and less imaginary
ones,
I was one of those people who live
prudent and prolific lives –
each minute of his life,
Offcourse that I had moments of joy – but,
if I could go back I’ll try to have only good moments,
If you don’t know – thats what life is made of,
Don’t lose the now!
I was one of those who never goes anywhere
without a thermometer,
without a hot-water bottle,
and without an umberella and without a parachute,
If I could live again – I will travel light,
If I could live again – I’ll try to work bare feet
at the beginning of spring till
the end of autumn,
I’ll ride more carts,
I’ll watch more sunrises and play with more children,
If I have the life to live – but now I am 85,
– and I know that I am dying…

Yani arkadaşlar tüm bunları fark edebilmek için 85 e kadar beklememiz mi gerekiyor.. Şu sana sıkıntı yaratan unsurları bir daha düşün, geçen yıl bu zamanlar ne canını sıkıyor du? 5 yıl önce? Hala sürüyor mu aynı konu? Yoksa yenileri mi var? Fark etmiyor ki, 5 yıl sonra da olacak. Yani hep olacak ama hepsi geçecek.. Önemli olan her bir atlattığınız sıkıntının kalbinize vurulmuş bir çekiç darbesi, cildinize bir kırışıklık, saçlarınıza bir ak tel olarak kalmaması…
Hayat iniş ve çıkışlarla dolu, bardağın dolu tarafına odaklanabilmek gerekiyor bazen. Sor kendine Hiç mi güzel bir şeyler yok hayatında? Yok mu? Bak hala görebiliyorsun bu yazıyı okuyabildiğine göre..bazen bu bile yeter…Güzel günlerin hayali, geçmişin kasvetli hatıraları şu anınızı yok etmekte.. asıl yaşam şu an ne yaptığınız.. Stres ise ya geçmişten süre gelen yada henüz gerçekleşmemiş gelecek le ilgili durumlarla ilişkilidir genellikle.. bunu göz önünde bulunduralım derim..

Biraz da akademik olarak tanımlayalım:

Organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel, psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durum STRES olarak adlandırılır .
Dört farklı kaynak stres yaratabilir:
1. Çevreniz uyum sağlamınızı gerektiren olaylarla doludur: hava, gürültü, trafik, kirlilik gibi.
2. Sosyal olaylar stres kaynağı olabilir: yetiştirmeniz gereken ödevler, sunumlar, iş görüşmeleri, sevdikleriniz kaybetme, arkadaş ya da ailenizin beklentileri gibi.
3. Fizyolojik stres kaynakları: Ergenlik, menopoz, hastalıklar, yaşlanma, kazalar, yanlış beslenme, uyku bozuklukları.
4. Düşünceleriniz: Beyniniz vücudunuzda ve çevrenizde olan değişiklikleri yorumlar ve ne zaman “acil durum tepkisi” vereceğine karar verir
(http://www.ku.edu.tr/files/counseling/brochures/tr/stres.pdf)

Her insan belirli durumlarda kaygı duyar. Bu normaldir ve bireyin kendi yönünü belirlemesi, motivasyonu için gereklidir.Ancak kaygı uzun süreli ve yoğun yaşandığında strese dönüşür. Kaygı, olayları algılama durumuna bağlı olarak farklı düzeylerde yaşanır. Bazıları kişilik özelliği olarak kaygı duymaya meyillidir.Bu kişiler için her şey belirsizliktir. aşikar durumlarda bile kaygılanıp stres yaparlar. Bu kişilerin belirli durumlarda yaşanacak olan kaygıyı daha yoğun yaşadıkları görülmektedir.Gün içerisinde çocuğunu okula gönderen annenin çocuğu eve gelene kadar yaşadığı kaygı buna örnektir.Ayrıca duruma bağlı olarak yaşanan kaygının yaş ve tecrübe ile de ilgili olduğu bilinmektedir.Yaşanmış olumsuz yaşantı Ve deneyimlerin fazla oluşu, hatta izlenen filmler de buna eklenebilir kişinin kaygı düzeyini arttırabilir.

Bilindiği gibi stres organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durumdur. Stresin ilerlemiş hali DEPRESYONDUR.Klinik depresyonun temel özelliği hoş olmaya duygu durum, umutsuzluk, karamsarlık ve bunaltı halidir. genellikle derin bir üzüntü yaşarlar.Karamsarlık hem şu an hemde gelecek için had safhadadır.Kötümserdirler, günlük uğraşlara, değişik durumlara karşı ilgi kaybı görülür. (Örneğin iş, özel zevkler, bireysel ilişkiler,cinsel aktivite de ilgi kaybı)

Hüzün ve çökkünlük.. Zaman zaman yersiz ağlama isteği ya da nöbetleri görülür. Neden gerekmez, olmadık şeyden duygulanabilirler ağlamaya engel olamazlar..Benlik saygısında azalma,suçluluk düşüncesi ve bazen ilaveten intihar düşünce ve eylemleri eşlik eder.

Sinirlilik ve öfke hali ortaya çıkar. Her şey gerer ve kişi çevresine karşı aşırı duyarlı yada duyarsızlaşıp kırıcı olmaya başlar..

Uyku durum bozulur, ya çok uyuma isteği yada uykusuzluk görülür.Uykuya dalmada güçlük, uykuyu sürdürmede güçlük, sabahları erken uyanma,toplam uyku süresinde azalma(çocuklardan öte yetişkinlerde daha sık görülen bir durum)

İştah ta değişiklikler ki aşırı yemek yeme( özellikle tatlı) yada iştahsızlık görülür.

kalp çarpıntısı, terleme, bunalma, kaslarda tutulma yada ağrıma, mide sorunları,nefeste daralma-sık nefes alıp verme…

Zararlı alışkanlıklara düşkünlük artar sigara, alkol, abur-cubur…

NELER YAPABİLİRİZ?

Spor ve bedensel egzersizler: Nefes egzersizi , günlük yürüyüş yada en azından ter atabilecek kadar düzenli her hangi bir spor yapabilmek. Hiç yapamazsanız bile sabah kalkınca bütün vücudu esnetebilecek açma- germe hareketlerini 2- 3 dakika yapmaya çalışın.

Temiz hava ve bol oksijen: her bulduğunuz fırsatta doğa ile iç-içe olunuz. Trafik, kalabalık, keşmekeş ortamlardan uzaklaşmak iyidir.

Stes kaynağı olabilecek kişi, olay ve durumlardan; çözümünüz henüz yoksa uzak durmak, destek sağlayabilecek kişilere daha yakın durmak.(aile, arkadaş ve sosyal gruplar)

Düşünce sisteminizi yeniden gözden geçirin, olaylara tek bir açıdan bakmayıp alternatifler üzerine de düşünün. Varolan kötü durumla ilgili genellemelerden kaçının. “ben mahvoldum, bittim, her şey mahvolacak” gibi. Olumlu ya odaklanmak önemlidir. “Hiç mi güzel bir şey yok hayatında?” Onları öne çıkar ve yeniden düşün. O sahip oldukların için nelerini feda edersin? Tekrardan bir daha düşün stres yapan durumu!

Tatil; en iyi ilaç yapabilirseniz. Özellikle Alanya , bütün sıkıntıları sünger gibi emer:-)

Hayatındaki rutinin ( olağan yaşantıların)dışına çıkmayı deneyin. Monotonluk, tek düzelik, sizi ve çevrenizdekileri bunaltır. Ara sıra farklı davranmak – giyimde, konuşmamızda, gün içerisinde- iyi gelecektir.

Yazın! kafanızda dönüp dolaşan fikirleri, hesapları her neyse kağıda dökün. Yazmak belirsizlikleri azaltır.

FALAN….FİLAN….BLA BLA BLA… Bunlar genelde bir tıkla internette elinizin altında var..sınav stresi yazın binlerce sayfa.. Fakat benim dikkatimi çeken bir baş edebilme mekanizmasından bahsetmek istiyorum sizlere..

onu da diğer yazıya saklıyayım..

BUNDA DA VAR DIR BİR HAYIR….!!!( Başlık bu olacak)

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.