ÖZGÜVEN

Psikolojik Danışmada bize gelen danışanların büyük çoğunluğunda görülen en temel, çoğu zamanda sorunlarının kaynağında yatan sorun: Öz güven eksikliği!

Sanırım en temel varoluş problemlerinden birisi kişinin kendisi ile barışık olamaması. Yıllardır gözlemlerim; en güzeli,yakışıklısı, karizmatiği pek farketmiyor,  üzerindeki örtüyü kaldırınca hemen ortaya çıkıyor komleksleri, acımasızca bedenine yönelik eleştirileri, zayıflıkları, ideal imajinasyonları.

İlişkilerin sağlıksız olmasında, karşılıklı güven problemlerinde, sorunlu kişiliklerde, kavgacı ve uyumsuz bireylerde, intihar düşünce ve durumlarında genellikle özgüvenin yokluğu yada eksikliğini görürsünüz.

“Hocam; ayrıldım çok acı çekiyorum, yaşam anlamsız, unutamıyorum, başkasını düşünemiyorum…”  Bence büyük bir oranda cevabı özgüven eksikliğinde!

Özgüvenin eksikliği gittikçe silikleştirir kişiyi, çünkü çok iyi bilinmeli ki size karşı duyulacak güven, sizin kendinize duyduğunuz güvenle  doğrudan ilişkilidir. İşte ve yaşamdaki başarınızla da tabiki.

Öz yeterlilik ve benlik saygısı Özgüven den ayrı düşünülmemeli… Bu kavramlar internet ortamında epey yazılıp çizildi fazla ayrıntıya girmeyeceğim asıl benim üzerinde durmak istediğim konu :

“Evet, bende bahsettiğiniz sorun galiba var!! Eeee ne yapabilirim?” diyenlere biraz ipuçları vermek.

Sanırım maddeleyerek gitmek daha iyi olacak. Maddelerin önem sırası ve önceliği yok. Aklıma geleni ekliyorum. Bir de şunu da belirteyim her şeyi reçete gibi uygulamak zor, her kumaştan herkese aynı ölçülerde elbise de olmaz. Oku işine geleni al, hatırladıkça dene derim…

Neler Yapmalı? ya da Yapmamalı?

1. Doğru bir model bulun derim. Nasrettin hocanın eşşekten düşeni getirin misali, çevrenizde özgüveni yüksek birilerini gözlemleyerek  onların ilgili davranışlarına dikkat etmek  önemli sanırım. Rehberi karga olanın …:-)

2. Güzel ve farklı giyinmeye çalışın. Herkesin klasik giyindiği yerde güzel spor bir şeyler giymek bazan çok daha dikkat çekicidir. Unutmayın insanların ilk karşılanışı kıyafetleri iledir. Saçınız, takılarınız, seçtiğiniz renkler bir bütün oluşturmalı. Bunlarla ilgili kendinizi kötü hissettiğiniz bir gününüzü düşünün; muhtemelen günün geriye kalanında sizi etkilemiştir. Sizi yapacaklarınızda biraz geri itmiştir.

3.Vücut duruşunuzu gözden geçirin. Mıymıntı mı? Yavaş mı yürüyorsunuz?  Eğik ve kambur mu duruyorsunuz? Ezik, Emrah duruşumu hakim çehrenize? Yığılmış omuzlar?? Doğru gülümseyen her zaman kazanır. Gözden geçirilmeli!!

4.Kendinize güvenirmiş gibi hareket edin , ardı gelecektir. Öncelikle kendinize güvenmeye başlayın, sizin inanmadığınız yanlarınıza başkaları hiç inanmayacaktır.

5. Şükür duygunuzu sıcak tutun. Elde ettiğiniz geçmişten buyana başarılarınızı, verdiğiniz sınavları, diplomaları, varsa büyüttüğünüz çocuklarınızı, ve hepsinden önemlisi bedeninizi ve organlarınızı, sağlığınızı hatırlayıp şükredin. Sizin bir sonraki adımınız için sağlam bir sıçrama tahtası olduğunu göreceksiniz. Başarısızlıklarınızdan ders alarak enerjinizi başardıklarınıza ve başarabileceklerinize vermeniz daha akıllıca sanırım.

6.Başkalarına güzel iltifatlarda bulunun. Ne zaman özgüvenimiz düşse etraftakileri eleştirmeye başlarız. Bu döngüyü kırmanın yolu olumlu enerjiyi diğer insanlara yansıtmaya başlamak sanırım.

7. Kim olduğunuza, kendinizle ilgili neleri sevdiğinize ve arkadaşlarınızın sizde hangi özelliklerinizi sevdiğine odaklanın.

8- Bulunduğunuz ortamlarda, ortalarda, gerilerde olmak, oturabilmek için çaba sarfetmeyin. Özgüveni olan her zaman öndedir bence!!

9. Kendinize her zaman küçük hedefler oluşturun ve her başarıda kendinizi mutlaka ödüllendirin. Kendi sınırlılıklarınızın ve yeterliliklerinizin ne olduğunu bilerek davranın ki enerjinizi boşa harcamayın.

10. Günceli takip edin. Sinema, dizi, kitaplar vs. Okumaya başlarsanız söyleyecek sözünüz de olur. Ortamda dut yemiş bülbül gibi bakınmaktan alıkoyar.

11. Kendinize bir uğraş, hobi bulun. Olursa 1 den fazla olsun derim. Bir spor dalı, enstrüman, koro, resim, hat tezhip….ne tutarsa!! Size extradan karizma da katar, konuşabileceğiniz etki alanları da..

12. Konserlere gidin!!

13. Özel amaçlı oluşmuş ilgi grupları ile tanışın. Severseniz şiir grupları, dağcılık gezi grupları, keleynağı koruma  vs… Buralarda yeni ve sil baştan kendinizi oluşturabilir, yeni insanlarla tanışabilirsiniz.

14. Tanışmak,  iletişime geçmek istediğiniz kişilere karşı daha cesurca davranarak, ilk adımı siz atın. Çok öğrencimi tanıdım ” hocam aslında yıllardır yanınıza gelmek, sizinle konuşmak istedim ama….” Bana bile bunu diyorlarsa :-)

15. Sükut bazan altın değildir!! Biliyorsanız ve yeri ise konuşun. Konuşurken kararsız ifadelerden kaçının, yani eveleyip gevelemektense daha emin konuşmayı tercih edin. İnanmadığınızı söylemeyin. Jest ve mimiklere de biraz çalışın derim.

16. Kendinizi diğerleri işe yarışa falan sokmayın. Kendiniz olun ki çakma birileri gibi olma çabasında  hep daha iyidir. Etrafta çakma Polat Alemdarlardan, Tarkanlardan, Gülben Ergenlerden geçilmiyor. Kendi tarzınızı yaratın bence.

17. Egzersiz ve spora önem verin. Fiziksel görünüm ne kadar da göz ardı edilmeye çalışılsa da önemini hepimiz biliyoruz. Ben uzun bir aradan sonra yeniden başladım salona ve yüzmeye :-) ( balkon beni rahatsız etmeye başladı da)

18. Erkekler için bir saç sakal traşı, herkes için güzel kokular bazan çok şeyi değiştirebilir. İ feel goooooood! dedirtebilir.

19. Enerji emici vampirlerden uzaklaşın :-)

20. Kimse ile siyasi tatışmalara girmeyin derim. Bu yaşıma kadar hiç fikrini değiştirene raslamadım tartışmalarda…

21. Türk filmlerindeki köylü kızlarının, uzman eşliğinde  değişimi gibi, bir bilene danışarak değişimlere açık olun… Yıllardır sizin tarzınızda olmadığını gördüyseniz, değişime ve yeni fikirlere açık olun, ama sizden daha zevkli birisinden!!

22. Yeni yerler ve insanlar tanımaktan çekinmeyin. Seyahat edin. Bizde bu biraz zor hocam,diye  düşünebilirsiniz ki İtalyan kadının başına gelenler malum!! Çoğu gençler bir sırt çantası ile epey ülkeyi gezebilmekte…Hiç olmadı atlayın bir belediye otobüsüne, adını duyupta görmediğiniz yakında var olan semtleri gidin gezin evde pineklemektense…

23.Önemli bir konuşmanızdan önce başlıkları bir kağıda yazıp ayna karşısında yüksek sesle 1-2 dakika kadar konuşun derim. Konuşurken yavaş, ama karalı uygun ses tonunda konuşmak özgüveninizi gösterir.

24. Konuşmalarınızda sık sık kendinizi övmekten ya da tersi kendinizi şikayet edip sızlanmaktan kaçının. Fazla tevazuya da gerek yok. ne iseniz o sunuz :-)

25. Bu son olsun! Bu da benim sana ayrılırkennnnn hediyem olsun heheheee, sardı valla…

Kalın Sağlıcakla…

Dr.Mustafa Uslu


12 Responses

  1. Onay

    Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam. Bütün yazılarınızın takipçisiyim, hepsi de şöyle bir silkinmeye, daha sağlıklı adımlar atmaya ışık olabilecek kıssadan hisseler. Tekrardan teşekkürler.

  2. nur öğmen

    Hocam gönlünüze, ellerinize sağlık…

  3. ayşe

    hocam haftada bir değil de daha sık yazabilseniz keşke. insanlık alemine faideli oluyorsunuz.)

  4. Meltem Demirtaş

    Değerli hocam,bu yazıyı ilk okudugumda hemen yazıcıdan cıkartıp duvarıma astım.Yazılarınız beni karamsar cercevemden,melankoli halimden kurtardı.Çok teşekkürler..Başarılar dilerim.

  5. EBRU

    çok teşekkür ederim hocam.. ben sizin yeni takipçinizim;)..

  6. faruk şahin

    çook güzel olmuş hocam
    meslek hayatımda kullanabileceğim bazı yönlerini kendime de uygulayabileceğim bir yazı…

  7. pınar

    yeni tanıştım ve bir rahatlık oluştu bu yazıyı değerlendirdikten sonra teşekkür ederim

  8. bilge

    mrb. hocam cok yerinde bir yazı olmus öğrencilerime bu makale üzeerinden bir kaç ince noktadan bahsedeceğim buna cok ihtiyacları olduklarını görüyorum… yazılarınızı takip etmeye devam edeceğim tşk. ederim…

  9. kübra çakır

    emeğinize sağlık hocam.. aslında bunlar hepimizin bildiği fakat bir türlü uygulamaya geçiremediği şeyler. düşünmek kolaydır ama karar vermek ve uygulamak en zor olanı… farkında olmak değişimin başıdır yeter ki fark et. sonra kalk sadece ilk adımını uygula… kendini fark ettin ve değişmek mi istiyorsun aynanın karşısına geç ve gözlerinin içine bak farkettiğin sen ile tanış. gülümse ona ve konuş ne düşünüyorsan konuş onunla. izin ver o da sana gülümsesin, o da anlatsın sonra daha derin bak aynadaki ‘sen’e; benimse, bırak işlesin iliklerine. sonra tut elinden benimsediklerini, içine işlettiklerini… al, al da götür çocuk parkına, koş, atla, zıpla, eğlen, eğlendir, salıncakça uçarcasına yüksel göklere, bırak güneş ısıtsın içini… güneş bile sewecek seni o zaman gör bak… gözlerin ışıl ışıl aydınlatıp alev topu gibi yakacak herkesi… farkedilkeceksin.. kendini farkettiğin gibi farkedileceksin… bu kez aynadaki aksin sen olacaksın aynanın karşısındaki seni farkedenler olacak. onlar bakacak gözlerine derin derin, merak edecekler ve daha derin bakacaklar… onların yüreklerinde parlayacaksın sonra… bakileşeceksin… ama unutma farkettiğin ve istediğin izin verdiğin sürece…

  10. yunus uslu

    devamını bekleriz amca keşke herzaman yaza bilsen

  11. fazilet

    öncesinde böyle maddeler oldugunu bılmıyordum yazınızı okurken deneme yanılma yolu ıle bu maddelerden gecmısım hakkaten cok yerinde ipuçları….beni anlatmışsınız sanki :) )

  12. neşe gürbüz

    enerji emici vampirlerden uzaklaşın bence süper bir yakıştırma :) )

Leave A Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.